Çarşamba, Haziran 5

#direngeziparki

bugün itibari ile 8. gününü yaşadığımız direniş hakkında ahkam kesmeyeceğim ki bence başbelası sosyal medya bunu benim için halletti :) Ama günlerdir yüzümden gitmeyen bir gülümseme var buna değinmeden edemeyeceğim.. ben İzmirli apolitik bir ailenin apolitik kızıyım..siyasetle aram hiç iyi olmadı - çoğu zaman ders kitaplarının satır aralarına sıkıştırılmaya çalışılan siyaset alt metinlerine bile alet olamadım.. o derece uzak oldum.. ama sesini çıkaramamış bir neslin " ümidimiz gençlerdi, onlar da ne haldeler... biz de bu ülkeyi sizlere emanet ediyoruz. peh ! ... vs" gibi kendi fısıldayamadıklarını bizim haykırmamız gerektiğine dair serzenişleri ile büyüdüğümün de altını sprey boyayla çizerim. Her yeni öğretim yılı boynumu biraz daha eğmem gerek gibiydi çünkü hala devrim yapmamış, annemin babamın ve öğretmenlerimin hayallerini kurtarmamıştım.. ama diğer yandan da okul müdürüne soru sorduğum için hizaya çekilmiş - adım futbol oynadığım için erkek fatma'ya çıkarılmış - yemekhane yemeklerinin iyileştirilmesini istediğim için Somalili çocuklara ve dünya açlığına nankörülük etmiş oldum( ! ) perhizde lahana turşusu yenmezmiş anladık.

Sonra yıllar yılı siyasetten anlayacağım günü bekledim; daha çok kitap - gazete okudum, daha çok IR (International Relations), POL (Politics) kodlu ders aldım.. yok bünyeye ağır geldi bu sefer.. ben dinledikçe - okudukça - yazdıkça yönetenlere diş biledim.. çünkü kesinlikle aynı dili konuşmuyorduk.. birimiz hak diyordu birimiz rant ile mantık denklemi ve oturduğumuz koltuklar gereği bu iki kelime bir yerde denklenemiyordu. Demek ki benim anlayamadığım bir şeyler vardı, büyüyüp adam olacağım, bana mantık hatası gelenleri anlayabileceğim günü bekledim.

Aslında itiraf ediyorum ki hala anlamıyorum siyasetten; ama artık biliyorum ki anlamam da gerekmiyormuş zaten. Bir insanın hayır diyebilmesi için hokkabaz, cambaz, dilbaz olması gerekmiyormuş.. Cumhurbaşkanları ve koalisyon hükümetlerinin sağını solunu bilmesi gerekmiyormuş.. ideolojik korkulların temellerinde yatan yatırları da bilmesi gerekmiyormuş. Aslında bu kadar basitmiş;  #direngeziparkı

Canım öğretmenim, anneceğim, komşu teyzem; belki sizlerin alıştığı ya da hayal ettiğiniz gibi bir "hayır" olmadı, belki biz kendi "hayır" deme yolumuzu bulduk.. belki de artık bu oyunu sizin değil bizim oyuncaklarımızla oynayacağımızın işaretini verdik.. ama artık biliyorum ki;

bugün benim çocuğumun hayatı değişti..
bugün torunumun da hayatı değişti.. 
bugün yarın değişti..

işte buyüzden ben yaşadığımı,varlığımı, gücümü ve insanlığımı hissettim. işte buyüzden yüzümde sebepsiz bir gülümseme ve bu gülümsemeyi paylaşma isteği var..

bugün herşey değişti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder