Dün akşam Cihangir'deydim. Direniş'in 20. günüydü ve her ne hikmet ise hala baret..vs gibi koruma aracımız yoktu - çünkü biz savaşa gitmiyoruz, çünkü bu başışçı bir eylem..
Daha bareti olmayanın satırı, sopası ve döner bıçağı da olmuyor hal böyle olunca…ama Karaköy'de Asmalı'da "ya allah diyen satırlı bey amcalar vardı"
Kaç kişiydik bilmiyorum, hele Kazlıçeşme ya da diğer mitinglere katılanlara oranımızı hiç umursamıyorum; ama evlerinden “çocukların elleri yanmasın” diye mutfak eldiveni atan teyzeleri, sokağa kova kova su taşıyan amcaları ve bizleri gözaltına alınmaktan kurtaran o çifti biliyorum. Hiç tanımadığım halde günlerdir, tv’den polisin nerden geldiğini haber veren, nasılsın iyi misin diye soran, evini açan insanları biliyorum. Sabah’ın 3’üne kadar çalınan tencere tavaları …
sokağa çıkanlar sadece görünen yüz ama evlerinde direnen daha büyük ve daha güçlü insanlar var..
kısacası günlerdir yaşananlar ve özellikle bu haftasonu çok kötü bir kabus gibiydi, şu anda sadece suskun bir kalabalık olmayı ve sessizce taksim meydanında, gezi parkında oturmayı istiyorum, biz susalım ki içlerinde kendilerinden büyük kin taşıyanlar, nefretlerinden, hırs çığlıklarından başka birşey duyamasın.. ben artık sadece susup oturmak istiyorum sokakta..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder