Çarşamba, Ocak 19

Great Expectations





Gözlerini kapatıp dinliyorsun. 
Eylül.
içine çektiğin taze nefes ulaşıyor nice zamandır unuttuğun yerlerine...uzun yola giderken eşyalara örttüklerin gibi kendi örtüleri kaldırıyorsun...derinlerinde bir bahar temizliği..
zaman yavaşlıyor, genişliyor ve sen usulca yayılıyorsun zamana...hani koşuşturmacalarının arasına sıkıştırdığın yolculuklarda, müzik dinlerken notalar ilerledikçe akan düşünceler gibi akıyorsun kendine, dokuyorsun kendini..ince ince ve sakince yaşıyorsun. Hayatı doldurabilirsin ya da hayat seni...koca bir dünyasın aslında, her bir hücren dünya vatandaşı. Hayaller kurmuyorlar ya da peri masalları değil duymak istedikleri, mevsim de ilkbahar yaz değil. dedim ya eylül akıyor teninde; hüzünlü, serin, olgun bir el..


Tanrısal bir heyecan duyuyorsun; var olmak- var olanı yaşamak ve en çok da var ettiğini yaşamak..hayatıNı yaratabilirsin... var edebilirsin çünkü unutsan da sen Her ve Hiç olma arasındaki evrensin. Sadece koşuşturmadan,  sıkıştırmadan...örtüsünü kaldırdığın o koltuğa yaslanmaya ve elindeki şarabın sarı ışıktan yansıyan aksini fark etmeye, kızılına sinmeye ihtiyacın var hatırlamak için...
..
..
Eylül'de bir yaprağın dalından yere düşmesi arasındaki sürede oluyor her şey ve yaprak yere değdiğinde şarkı bitiyor. Gözleri açıyorsun, uyanmışsın ve istiyorsun, diliyorsun. Büyük rastlantılar, büyük beklentiler...insana "hayat" dedirtebilecek gülümsemeler...
hiç değilse;


tenindeki 'eylül'ü hisseden birileri..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder