Pazar, Ağustos 22

BJK 0 - IBB 2

futbolun hayatımdaki yerini reddedemem. hayatımın ilk 7 yılına dair kafamdaki silik üç izden birisi kendisi...7 yılın sonunda tek celselik bir mahkeme kararı ile kahverengi efes şişelerini ve tuzlu fıstık çöplerini de alarak çıktı hayatımdan neyse ki! maç sırasında duyduğum, o zamanlar ne demek olduklarını anlayamadığım ama söyleniş tonu itibari ile pek de hoş olmayan sözlerden ve oyuncak aslanıma sinen nikotin kokusundan olsa gerek pek sevemedim futbolu..başından sonuna kadar izlediğim tek bir maç vardı o da Galatasaray'ın UEFA şampiyonu olduğu maç, yıl kaçtı hatırlamıyorum pek de umurumda değil zaten.

ama gariptir, dün Karaköy meydanında kafamı kitabıma gömmüş Afrika'da bir yerlerde uyuşturucu kaçakçısı kovalarken gözüm yandaki balıkçının dev ekranındaki maça takıldı ve baya kaptırdım kendimi..kucağımda açık kalan sayfayı bile kapatamadan iki yarı izlemiş ve hatta Beşiktaş'ın 2-0 yenilgisine üzülür buldum kendimi..

(- ee yani??)

yanisi şu; birisi gelmiş- birisi gitmiş.. ama gitmeden, çocukça bir heves ile bana defans anlatmış 4-4-3:) 4-2-5:) corner anlatmış...aklımdaki karanlık futbol hatırasını gülümseten biri ile değiştirmiş..futbolu sevilebilir bile yapmış hatta..hatta belki sadece bunun için bile gelmiş olabilir hayatıma..her ne olursa olsun birbirimizin hayatına bir sebeple dokunmuyor muyuz zaten? gittiğin yerden duyamayacak olsan da yine de teşekkürler. gerçekten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder